**
Farklılık kromozom değil sadece bir genden ibaret.
Communications Biology dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma , erkek-dişi farklılaşmasının ve seks kromozomlarının evrimindeki en erken aşamalara ışık tutuyor. İki cinsiyetin genetik kökenlerini beklenmedik bir şekilde mütevazidir.
James Umen ve Joseph Varner liderliğindeki bir ekip volvok olarak adlandırılan bir grup yeşil tatlı su algleri, yani fotosentetik protistlerin erkek ve dişi cinsiyetlerinin evrimi üzerinde çalıştılar. Bu canlılar çok hücreli evriminin erken aşamaları için bilim adamları tarafından çokca çalışılmış ve iyi bilinen canlılardır. Hayvanlar ve bitkilerdeki daha önceki çalışmalar, erkek ve dişi cinsiyet kromozomlarının ortaya çıkış ve ayrılma süreçlerinin genel bir eğilim olduğunu belirlemiştir; bu durum genellikle büyük genetik farklılıklara neden olmaktadır;
Araştırma ekibi, izogamiden erkek / dişi cinsiyetlere geçişi destekleyen, özellikle bilgilendirici ve yakın ilişkili çok hücreli volvok türlerine (Yamagishiella ve Eudorina cinsi) odaklandı. 32 hücreli Yamagishiella ve Eudorina kolonileri birbirine çok benzer olmalarına rağmen birisi izogami, diğeri ise anizogami (küçük erkek gamet ve büyük dişi gamet) göstermektedir. Ekip, Yamagishiella'da ve Eudorina'daki belirleyici kromozomal bölgelerin yüksek verimli genom dizilemesini kullanarak bu bölgeleri karşılaştırmıştır.
Şaşırtıcı biçimde Eudorina'daki erkek ve dişiler arasındaki fark, küçük bir kromozomal bölgede bulunan MID isimli tek bir genin varlığına veya yokluğuna indirgenebilmektedir.
Umen, "Bu yeni çalışma, cinsiyet kromozomlarının artan genetik karmaşıklığının cinsiyetlerin kökenine eşlik ettiği düşüncesindeki bir inancı sarsıyor." demektedir. “Ayrıca, çalışma aynı zamanda, biyoyakıt veya biyoteknoloji uygulamaları ile ilgili gelişmiş özellikler için tarımsal olarak yetiştirmek isteyebileceğimiz yeni alg türlerinde çiftleşme ve cinsiyetin nasıl tanımlayacağımız konusundaki anlayışımızı genişletti.”
Cinsiyetin Olgusunun Kökeni Nedir?
KAYNAK
https://phys.org/news/2018-03-genetic-sexes.html
Communications Biology dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma , erkek-dişi farklılaşmasının ve seks kromozomlarının evrimindeki en erken aşamalara ışık tutuyor. İki cinsiyetin genetik kökenlerini beklenmedik bir şekilde mütevazidir.
James Umen ve Joseph Varner liderliğindeki bir ekip volvok olarak adlandırılan bir grup yeşil tatlı su algleri, yani fotosentetik protistlerin erkek ve dişi cinsiyetlerinin evrimi üzerinde çalıştılar. Bu canlılar çok hücreli evriminin erken aşamaları için bilim adamları tarafından çokca çalışılmış ve iyi bilinen canlılardır. Hayvanlar ve bitkilerdeki daha önceki çalışmalar, erkek ve dişi cinsiyet kromozomlarının ortaya çıkış ve ayrılma süreçlerinin genel bir eğilim olduğunu belirlemiştir; bu durum genellikle büyük genetik farklılıklara neden olmaktadır;
Araştırma ekibi, izogamiden erkek / dişi cinsiyetlere geçişi destekleyen, özellikle bilgilendirici ve yakın ilişkili çok hücreli volvok türlerine (Yamagishiella ve Eudorina cinsi) odaklandı. 32 hücreli Yamagishiella ve Eudorina kolonileri birbirine çok benzer olmalarına rağmen birisi izogami, diğeri ise anizogami (küçük erkek gamet ve büyük dişi gamet) göstermektedir. Ekip, Yamagishiella'da ve Eudorina'daki belirleyici kromozomal bölgelerin yüksek verimli genom dizilemesini kullanarak bu bölgeleri karşılaştırmıştır.
Şaşırtıcı biçimde Eudorina'daki erkek ve dişiler arasındaki fark, küçük bir kromozomal bölgede bulunan MID isimli tek bir genin varlığına veya yokluğuna indirgenebilmektedir.
Umen, "Bu yeni çalışma, cinsiyet kromozomlarının artan genetik karmaşıklığının cinsiyetlerin kökenine eşlik ettiği düşüncesindeki bir inancı sarsıyor." demektedir. “Ayrıca, çalışma aynı zamanda, biyoyakıt veya biyoteknoloji uygulamaları ile ilgili gelişmiş özellikler için tarımsal olarak yetiştirmek isteyebileceğimiz yeni alg türlerinde çiftleşme ve cinsiyetin nasıl tanımlayacağımız konusundaki anlayışımızı genişletti.”
Cinsiyetin Olgusunun Kökeni Nedir?
Farklı cinsiyetler bir sonraki nesilin enfeksiyonlar ile savaşmasına yardımcı olmak amacı ile ortaya çıkmış olabilir.
Eşeysiz çoğalma daha hızlıdır, daha az enerji harcanır ve çoğalmak için bir partner aranmasına gerek duyulmaz. O halde, canlılar neden daha uzun süren ve daha çok enerji harcamayı gerektiren eşeyli çoğalmayı kullanmaktadır?
Stirling Üniversitesi bilim adamları, eski dönemlerden beri sorulagelmiş bu soruyu cevaplamak için bir araştırma gerçekleştirdiler. Onların elde ettikleri bulgulara göre cinsiyet, bir sonraki nesilin enfeksiyonlara karşı dirençli olmalarını sağlamaya yönelik bir olgu olabilir.
Kendisini çoğaltabilen “klon” bireyler dişi olarak kabul edilirken, erkek cinsiyeti kendi başına yeni bir birey oluşturma becerisinden yoksundur.
Eşeyli çoğalmanın genetik çeşitlilik sağladığı bilinen bir gerçektir ancak bilim adamları bu üreme stratejisinin (eşeyli çoğalma) kalıcı mahiyet kazanabilmesi için gelecek nesillerde fark yaratan büyük ölçekli bir yarar sağlaması gerektiğini belirtmektedirler.
KAYNAK
https://phys.org/news/2018-03-genetic-sexes.html
http://phys.org/news/2016-12-sex-evolved-future-infection-scientists.html
Yorumlar
Yorum Gönder