Human Anatomy, Urogenital
GİRİŞ :
Embriyolojik ve fonksiyonel ortaklık (özellikle erkek idrar
ve üreme organlarında) nedeniyle iki grup sistemi bu konu (İdrar ve üreme
sistemi-Systema ürogenitale) içinde inceleyeceğiz. Systema ürogenitale'deki
fonksiyonlardan biri idrarın yapılması ile iletilip dışarı atılmasıdır ki bu
işi yapan organlara organa urinaria (İdrar organları-üriner organlar) denir.
Üriner organlar birçok anatomist tarafından idrar sistemi (Systema renale)
başlığı altında ele alınır. İdrar sistemi, idrar üreten bir çift böbrek ile
üreterler, idrar kesesi ve uretra'dan oluşan iletici yollardan ibarettir.
Üriner organların cerrahi hastalıkları üroloji, dahili hastalıkları ise
nefroloji bilim dalı uzmanları tarafından değerlendirilip tedavi edilir.
Systema ürogenitale’deki diğer fonksiyon üreme olup, bunu
gerçekleştiren organlara organa genitalia (Üreme organları-genital organlar)
denir. Üreme organları, üremedeki iki cinsin (KADIN-ERKEK) fonksiyon
farklılıklarına bağlı olarak iki gruptur. Kadın üreme organları, organa
genitalia feminina, erkek üreme organları ise organa genitalia masculina olarak
adlandırılır. Birçok anatomist, bu organ gruplarını da ayrı sistemler (Kadın
üreme sistemi, Erkek üreme sistemi) şeklinde ele alırlar.
İnsan neslinin sürekliliği, üreme fonksiyonu ile sağlanır.
Bu fonksiyonu gerçekleştirmek amacı ile şekillenmiş olan üreme organları, üreme
işinde erkek ve dişinin işlevlerine paralel olarak, şekil, konum ve yapı
bakımından her iki cinste çok farklıdır. Kadının üremedeki rolü erkekten çok
daha komplekstir. Neslin devamının sağlanmasında erkeğin rolü aktif olmakla
beraber bu olaya gövdece katkısı çok kısa sürer ve sadece koitus ile
sınırlıdır. Oysaki kadın, zigotun oluşumu için zorunlu olan ovumu üretmekle
kalmaz, zigot'un iletimi, yuvalanması, embriyonal ve fötal yaşamın sürdürülmesi
ve yavrunun doğurulması fonsiyonlarını-görevlerini de üstlenmiştir. Hatta
bununla da kalmaz, doğumdan sonra da normal şartlarda yavrunun beslenmesi için
gerekli sütü üretil; normal ruhsal gelişim için çok gerekli olan anne şefkatini
verir.
Toplumu oluşturan normal fertler, kromozomal, morfolojik ve
psikolojik-davranışsal- olmak üzere üç düzeydede ERKEK veya KADIN
konfügürasyonuna sahip olmak durumundadır. Cinsiyetin kromozomal olarak
belirlenmesi döllenme (Fertilizasyo) esnasında gerçekleşir. Morfolojik
karakterler, embriyonal yaşamın . 7.haftasından sonra ortaya çıkan gonadal
farklılaşmalarla oluşmaya başlar, doğumdan sonra da devam eder. Cinsiyetin
hormonal, fizyolojik ve davranışsal-psikolojik yönlerinin idaresi hipotalamus
tarafından gerçekleştirilir.
Erkekliğin bütün yönleri androloji, kadınlığın bütün yönleri
jinekoloji bilimi çerçevesinde ele alınır.
İDRAR SİSTEMİ
GİRİŞ :
İdrar sistemi (Systema renale, Organa urinaria)'nin asıl
görevi, kanda erimiş halde bulunan mineraller (Na.K vb.) ile suyun atılım veya
biriktirilmesinin selektif kontrolünü sağlayarak vücut iç ortamının dengesini
(Homeostasis) korumaktır. Su ve mineral dengesine ilaveten, bir kısmı toksik
olan (Örneğin üre vb.) metabolik artıklar da böbrekler yolu ile idrara geçirilerek
vücut dışına atılır. Böbrekler, homeostatik ödevini filtrasyon (süzme),
resorpsiyon (geri emme) ve eksekresyon (salgılama, dışarı atma) fonksiyonları
ile gerçekleştirir.
İdrar sistemi, idrar üreten bir çift böbrek ile ureterler,
idrar kesesi ve üretra'dan oluşan iletici yollardan ibarettir.
1.BÖBREKLER
Böbrekler (Tekil L.ren . Gr.nephros), filtrasyon,
resorpsiyon ve eksekresyon fonksiyonları ile günde kendilerine gelen 1700 L
kandan 2 - 2.5 L idrar oluşturduklarından "idrar üreten organ anlamında
organa üropoetica olarak adlandırılır.
Sağlı-sollu bir çift organ olan böbrekler.peritonun
arkasında (Retroperitoneal konumda) olarak.omurganın iki yanında karın arka
duvarına yaslanmış şekilde bulunurlar.Skeletotopik olarak.sağ böbrek T 12 - L
3. sol böbrek T 11 L2 düzeyinde yer alır.
Böbrekler fasulyeye benzer şekildedirler. Her böbreğin ön ve
arka iki yüzü, konveks bir dış kenarı ile konkav bir iç kenarı vardır. İç kenar
(Margo medi ali s) 'da böbreğe girip-çıkan oluşumlar için dikine bir yarık
(Hilum renale) vardır. Hilum renale'den böbreğin içine doğru sinus renalis
olarak adlandırılan bir boşluk uzanır. Hilum renaledeki yapılar, önden arkaya
doğru V.renalis, a.renalis, pelvis renalis -> üreter şeklinde sıralanmıştır.
Yetişkin bir kişide bir böbreğin ortalama ağırlığı 130-150
gr, boyutları ise 12x6x3 cm dir.
Herbir böbrek, üç katmanlı bir destek ve örtü dokusu ile
sarılmıştır:
1.Renal kapsül (Capsula fibrosa) olarak adlandırılan iç
tabaka, sağlam, genişleme yeteneği az fibröz doku katmanıdır.
2.Perirenal yağ kapsülü (Capsula adiposa), orta katman olup
böbreği darbelere karşı korur.
3.Perirenal fasya (Fascia renalis), en dış örtü olup, karın
duvarındaki ekstraperitoneal yağ dokusunun yoğunlaşması ile oluştuğu kabül
edilir.- Perirenal fasya .böbreğin normal pozisyonda durmasına yardım eder.
Böbreğin arkasında, perirenal fasyanın dışında olarak,
pararenal yağ kapsülü (Corpus adiposum pararenale) yer alır. Fascia renalis
önden parietal periton ile sarılmıştır.
.Böbreklerin yapısı : Böbreğe frontal bir kesi yapıldığında,
içten dışa doğru üç farklı bölge ayırt edilir: Pelvis renalis, medulla renalis,
cortex renalis.
Pelvis renalis, tepesi hilum renale'den çıkmış, üreter'le
uzanan, gövdesi sinus renalis içine oturmuş, kas ve zardan yapılı, huni şekilli
bir bölümdür. Pel vis renalis, proksimalde büyük ve küçük kaliksler (Calix
renalis majoris et minoris) şeklinde böbrek dokusu içine uzanır. Küçük ve büyük
kaliksler, pelvis renalis ve ureter arbor excretorius olarak adlandırılan
(Yazarın adlandırması) BOŞALTIM AĞACINI oluştururlar.
Böbrek kitlesinin yaklaşık 2/3unü kapsayan medulla renalis,
8-18 (Ortalama 12 adet) adet piramidal yapı içerir. Tabanları cortex renalis'e,
tepeleri küçük kalikslere oturan piramidal oluşumlara pyramis renalis
(.Malpighi piramidleri) denir. Malpighi piramidleri, nefronun distal bomcukları
ile toplayıcı borularını içerir. Piramidal borucuklar, içlerindeki filtre
materyeldeki suyun geri emilimini (Reabsorpsiyon) sağlayarak idrarı konsantre
ederler. Toplayıcı borular daha büyük olan due.papillaris (Bellini kanalı)
'lere, duc.papillaris'ler de piramidlerin tepesindeki foramen papillarisler
aracılığı ile küçük kalikslere açılırlar.
Böbrek kitlesinin 1/3'ünü kapsayan dış katman (Cortex
renalis), çok sayıda düz ve kıvrımlı borucuklar, kan damarları ve gözle de
görülebilen siferik yapılar (Corpusculum renale) 'dan oluşur. Korteksin böbrek
kapsülüne yakın olan dış bölümüne zona externa {Regio corticalis
peripherica).Malpighi piramidlerine yakın olan iç bölümüne de zona intema
(Regio juxtamedullaris) denir. Malpighi piramidleri arasında da daha koyu
renkte kortikal bir doku bulunur. Piramidleri birbirinden ayıran bu kolonlar
columnae renales (Bertin kolonları) olarak adlandırılır.
.Böbreklerin kanlanması : Böbrekler, vücudumuzdaki aynı
boyuttaki herhangi bir organdan çok daha fazla kan alır. Bunun nedeni,
böbreklerin, kanı zararlı artık maddelerden temizleyen temel organ olmalarıdır.
Kalp atımının % 20-25'ini kullanan böbrekler, her dakikada
1.2 litre, günde yaklaşık 1700 litre kan alır. Kanımız, günde 340 kez
böbreklerden geçerek zararlı artık maddelerden arındırılır. Bu işlem esnasında
1700 L kanın onda biri kadar (Yaklaşık 170 L) glomeruler filtrat, glomeruler
filtratın % 1 kadar ( 1.7 L) idrar oluşur.
Böbreğin arteryel kanlanması, aorta abdominalis'in en büyük
çift dalı olan a.renalis ile sağlanır. Herbir renal arter.a.mesenterica
superior'un hemen aşağısında olarak L 1 - L 2 düzeyinde aorta abdominalis'ten
çıkar. Sağ renal arter daha uzundur. Hilum renale'ye ulaşan renal arter, ön ve
arka diviziona, bu divizionlar da toplam 5 segmental dala ayrılır. Segmental
dallar arasında beslenmeyi sağlayabilecek düzeyde anastomozlar olmadığından,
bağlanmalarında segmental nekroz ortaya çıkar. Böbrek segmentlerine % 30-35
oranında aberrant (Normal dışı) segmental arterler gelir.
Böbreğin venöz kanı. v.renalis aracılığı ile v.cava
inferior'a direne olur.
Böbreklerin innervasyonu plex.renalis ile sağlanır.
Erkeklerde, bu pleksusa ait liflerle, testisten gelen sinirler arasında
bağlantılar vardır.
2.ÜRETER
Üreter'ler, idrarı pelvis renalis'ten vesica ürinaria (İdrar
kesesi) 'ya taşıyan, 25-30 cm uzunluğunda iki ince (Çapları 4-7 mm), muskuler
borudur.
M.psoas major'ların üzerine yaslanarak L 2 - L 5 omurlarının
transvers çıkıntıları boyunca vertikal şekilde uzanan üreterler, iliak
damarları (Vasa iliacae) çaprazlayıp pelvis boşluğuna girerler. Burada önce
pelvis duvarında yollarına devam eden üreterler, daha sonra orta hatta
yönelirler ve idrar kesesine girerler. Üreterler idrar kesesine girmeden önce,
erkeklerde duc.deferens i kadınlarda ise a.uterinayı çaprazlar. Bu çaprazlar
cerrahi öneme sahiptir.
Gidişleri boyunca, üreterlerin abdominal,pelvik ve duvar içi
olmak üzere üç bölümü ayırt edilir.
.Abdominal bölüm (Pars abdominalis) : Üretero-pelvik
birleşekten (Öreter'in başlangıcı) iliak damarları çaprazladığı yere kadar olan
bölümdür. Retroperitoneal konumda yer alır.
.Pelvik bölüm (Pars
peluina) : Üreter’in, iliak damarları çaprazladığı yerden, idrar kesesine
girdiği noktaya kadar olan bölümdür.
.Duvar içi bölümü
(Pars intramuralis) : Üreter’in, idrar kesesi duvarında yer alan 1.5-2cm 'lik
en kısa bölümüdür.
Üreter'ler üç doğal darlığa sahiptir. Üst darlık,
üretero-pelvik birleşekte, orta darlık iliak damarları çaprazladığı yerde, alt
darlık ise pars intramuralis'tedir. Alt darlık üreter'in en dar yeri kabul
edilir, taşlar en çok burada takılır.
Üreter'in YAPISI : Üreter'in duvar vapısı, içi boşluklu
organların prensip duvar yapısı şeklindedir. İç tabaka olan tunica mucosa çok
katlı değişken epitel-urethelium’den yapılıdır; bez içermez. Orta tabaka-tunica
muscularis, içte longitudinal, dışta sirküler olmak Üzere İki katmanlı bir düz
kas tabakasıdır.(Alt 1/3 bölümünde ise ilave bir dış longitudinal katman
vardır.)Tunica muscularis'teki periodik peristattik kasılmalar idrarın mesaneye
iletilmesine yardım eder. Dış tabaka olan tunica adventitia gevşek bağ
dokusundan yapılıdır.
3.İDRAR TORBASI
(Mesane):
İdrar torbası (L.vcsica urinaria. Gr.sistis), üreterler yolu
ile gelen idrarın belli bir süre bekletildiği, gerektiğinde ürethra'ya
iletildiği. 300-500 ml hacimli (Zorlama ile yaklaşık 2 katına
çıkarılabilir),içi boşluklu muskuler bir organdır.
İdrar torbası, symphysis pubis'in arkasında, pelvis
boşluğunun tabanında, böbrek ve üreterler gibi retroperitoneal konumda yer
alır. Erkeklerde rectumun önünde, prostat'ın üzerinde, kadınlarda uterus ve
vagina'nın önünde bulunur.
.Mesane'nin 4 bölümü vardır :
a.Apex vesicae: Mesane'nin sivri üst bölümü olup, doluluk
oranına göre symphysis pubis veya karın ön duvarı ile komşuluk yapar. Apex'ten
göbeğe kadar uzanan bağa lig.umbilicale medianum denir.
b.Fundus vesicae: Mesanenin, arka-aşağıda kalan bölümü olup,
sağ-sol ureter buraya açılır. İç yüzünde trigonum vesicae bulunur.
c.Corpus vesicae : Apex ve fundus arasında kalan, mesanenin
en büyük bölümüdür.
d.Cervix vesicae : Mesane'nin en alt dar bölümü cervix
(Mesane boynu) olup üretra ile uzanır.
İdrar torbasının duvar yapısı :
İdrar torbasının duvar yapısı da üriner yolların duvar
yapısı gibi üç tabakalıdır. lçte tunica mucosa, ortada tunica muscularis, dışta
tunica serosa (T.adventitia) bulunur.
.Tunica mucosa: Kalınca bir değişken epitel tabakası olup,
trigonum uesicae hariç diğer bölümlerde plikalar içerir.
.Tunica muscularis: Üç katmanlı bir düz kas tabakasıdır
.Topluca m.detrusor vesicae (L.detrudere=aşağı bastırmak, sıkmak) olarak
adlandırılır. T.muscularis.içte ve dışta longitudinal, ortada sirküler seyirli
kas liflerinden yapılmıştır. M. detrusor uesicae kasıldığında mesane hacmi
azalır ve içindeki idrar üretraya gönderilir. Sirküler lifler, mesane boynunda
iç üretra sifinkteri [M.sphincter uesicae veya m.sphincter urethrae
internum)'ni oluşturur.
.Tunica serosa : Sadece üst ve yan yüzler peritondan derive
olan seroz bir tabaka ile, diğer bölümler ise gevşek bağ dokusundan oluşan
t.adventitia ile sarılıdır.
4 ÜRETRA
Üretra (Urethra), mesane'de toplanmış olan idrarı dışarı
atmaya yarıyan, mukoza ile kaplı, kassal bir borudur. Kadında sadece idrarın
geçtiği bu yol, erkekte aynı zamanda gerektiğinde ejekulat'ın atılması için de
kullanılır.
Üretranın iki deliği vardır. Mesanenin içine açılan deliğine
ostium urethrae internum, dışarıya açılan deliğine ostium urethrae externum
denir.
Kadın ve erkek üretrası arasında şekil, büyüklük ve
fonksiyonel yönden farklılıklar vardır.
a.Kadın üretrası (Urethra feminina) :Mesane boynundan
başlayıp, symphysis pubica'nın arka-aşağısından geçerek vulva'da sonlanan 3-4
cm uzunluğunda bir borudur. Kadın üretrasının, pelvik, membranöz ve perineal
bölümleri vardır.
b.Erkek üretrası (Urethra masculina) : Mesane boynundaki
ostium urethrae internum ile glans penisin tepesindeki ostium urethrae
externum arasında uzanan 20 cm uzunluğunda bir borudur. Erkek üretrası, hem
üriner hem de genital bir yoldur. Yolu boyunca
prostatik, membranöz ve spongiöz olmak üzere üç bölümü vardır.
.Pars prostatica: Uretranın prostat bezi içinden geçen 3-4
cm’lik ilk bölümüdür. Due.ejeculatoriuslar ve prostat'ın boşaltma kanalları
buraya açılır.
.Pars membranacea: Uretranın, diaphragma ürogenitale'yi
geçen en kısa ve en dar bölümüdür. Burada sphincter urethrae (İstemli çalışır)
yer alır.
.Pars spongiosa (On üretra) :Üretranm,corpus spongiosum
penis içinde yer alan 15-16 cm lik en uzun bölümüdür.Penil üretra olarak ta
adlandırılır. Gl.bulbourethralis'in boşaltma kanalı penil üretranın başlangıç
bölümüne açılır.
KADIN ÜREME SİSTEMİ
GİRİŞ
İnsan neslinin sürekliliği üreme fonksiyonu ile sağlanır. Bu
fonksiyonu gerçekleştirmek amacı ile şekillenmiş olan üreme organları, üreme
işinde erkek ve dişinin işlevlerine paralel olarak şekil, konum ve yapı
bakımından her iki cinste çok farklıdır. Kadının üremedeki rolü erkekten çok
daha komplekstir. Neslin devamının sağlanmasında, erkeğin rolü aktif olmakla
beraber bu olaya gövdece katkısı çok kısa sürer ve sadece koitus (Penisin vagina'ya
sokulması) ile sınırlıdır. Oysaki kadın, zigot'un oluşumu için zorunlu olan
ovum'u üretmekle kalmaz, zigot'un iletimi, yuvalanması. embriyonal ve fötal
yaşamın sürdürülmesi ve yavrunun doğurulması fonksiyonlarını-görevlerini de
üstlenmiştir. Hatta bununla da kalmaz, doğumdan sonra da normal şartlarda
yavrunun beslenmesi için gerekli sütü üretir; normal ruhsal gelişim için
gerekli olan anne şefkatini verir.
Kadın üreme organları iki gruba ayrılarak incelenir :
1.Kadın iç üreme organları (Organa genitalia feminina
interna): Ovariun tuba uterina, uterus, vagina.
2.Kadın dış üreme organları (Organa genitalia feminina
externa): Vulva (Mons pubis, labia majora, labia minora, clitoris, bulbus
vestibuli ve gll. vestibulares).
A İç üreme organları:
1.OVARİUM (Yumurtalık):
Ovarium'lar, kadında temel üreme organları olup, küçük
pelvis'in dışyan duvarlarındaki fossa ovarica’lara otururlar. Sağ-sol bir çift
organ olan ovarium'lar erkekteki testis'lerin homoloğudurlar. Ovarium'lar,
seksüel yönden olgun bir dişide, dişi üreme hücreleri olan ovum (Yumurta)’lar
ile dişi seks hormonları olan östrojen ve progesteron'u üretirler.
Herbir ovarium, grimsi pembe renkte, badem şeklinde, solid,
nodüler yüzeyli 3x2x1 cm boyutlarında. 3-5 gr ağırlığındadırlar.
Ovarium, bir periton plikası olan mesovarium aracılığı ile
lig.latum uteri'nin arka yüzüne, lig.ovarii proprium aracılığı ile de tuba
uterina'nın tutunma yerine yakın olarak uterus yan duvarına bağlanır.
Mesovarium'un iki yaprağı arasında, hilum ovarii’ye ulaşan arter, ven ve lenfatikler
ile sinirler bulunur. Ovarium, pelvik duvara lig.suspcnsorium ovarii
"infundibulopelvik bağ" ile bağlanır.
Ovarium'un serbest dış yüzü, peritonun mezotelium'u ile
uzanan epithelium superficiale (Germinal tabaka) ile sarılmıştır. Bu örtünün
altında, kompakt bir bağ dokusundan yapılı olan tunica albuginea bulunur
.Tunica albuginea'nın altındaki ovarium dokusu, dışta cortex ovarii (Zona
parenchymatosa), içte medulla ovarii (Zona vasculosa)'dan yapılıdır. Cortex
ovarii'nin parankimatöz dokusu, gelişim ve dejenerasyonun çeşitli
aşamalarındaki folliküllerden ibarettir. Folliküller, primordial, primer,
sekonder ve tersiyer (Vesiculosusà Graaf follikülü) olmak üzere dört aşamada
bulunurlar. Tersiyer follikülün ileri aşaması olgun follikül - Graaf follikülü
olup ovulatio ile sonuçlanır. Ovulasyondan sonra, yırtılan Graaf follikülünün
yerinde corpus luteum (Sarı cisim) oluşur. Corpus luteum, geçici bir endokrin
bez niteliğindedir.
2.TUBA UTERİNA
(Salpinks,Fallop borusu) :
Tuba uterina'lar, uterus fundus'undan ovarium'lara doğru
uzanan 10-12 cm uzunluğunda bir çift muskuler borudur. Sağ-sol herbir salpinks,
lıg. latum uteri'nin üst kenarı boyunca, onun iki yaprağı arasında yer alır.
Tuba uterina'nın ouarium'la direkt bağlantılı olmayan dışyan ucundaki, karın boşluğuna
açılan deliğine ostium abdominale tubae uterinae, uterus boşluğuna açılan
deliğine de ostium uterinum tubae denir.
Ovarium'dan ovulasyon (Yumurtlama) ile atılan ovum
(Yumurta), ostium abdominale'den tuba uterina boşluğuna girer. Ovum.tuba uterina'nın
peristaltik dalgalan ve mukozasındaki siliaların yardımı ile uterus lümenine
doğru iletilir.
Tarifsel amaçlar için, tuba uterina 4 bölüme ayrılır.
a.Infundibülum : Ovarium tarafındaki, huni şeklinde olan 2
cm 'lik bölüm.
b.Ampulla : Tuba uterina'nın en uzun, ince duvarlı orta
bölümü.
c. İsthtnus : Uterus'a yakın, dar bölüm.
d.Pars uterina (Pars
Intramuralis): Tuba uterina'nın, uterus duvarı içinde kalan 1 cm uzunluktaki
bölümü.
.Tuba uterina'nın duvar yapısı, içi boşluklu organların
duvar yapısına uyar.
3.UTERUS
(Metra,Hystera, Ana rahimi):
Uterus, pelvis boşluğunda, rektum ile mesane arasında yer
alan, kalın duvarlı, içi boş, muskuler bir organdır. Önden arkaya basık, ters
duran bir armut (veya bal kabağı şeklinde) 'a benzeyen uterus'un üst bölümünün
(Fundus) iki yanına tuba uterina'lar açılır; âlt bölümü (Cervix) ise vagina ile
devam eder.
Zigotla başlayan insan yaşamının ontogenetik evriminin
geçtiği yer olan uterus, insan yavrusunun bu gelişim ve değişimi esnasındaki
beslenmesi yanında doğumunu da sağlar.
Doğurmamış yetişkin bir kadında, uterus'un uzunluğu 7,5 cm
en geniş yerindeki genişliği 5 cm , ağırlığı ise 40-50 gr 'dır.
Tarifsel amaçlar için uterus 4 bölüme ayrılır:
a.Fundus : Uterus'un üst bölümüdür. Salpinksler buraya
tutunur.
b.Corpus (Korpus) : Uterus kitlesinin yaklaşık 2/3'ünü
kapsayan,fundus dışındaki geniş üst bölümüdür.
c.İsthmus : Uterus korpusu ile boynu arasında kalan yaklaşık
1 cm 'lik bölüm.
d.Cervix (Serviks.Boyun) : Uterus kitlesinin 1/3 alt
bölümüdür. Boyun bölümü içinde kalan uterus boşluğuna canalis cervicis
(Servikal kanal) denir. Serviksin bir bölümü vagina içinde kalır (Portio
vaginalis).
UTERUSUN NORMAL DURUŞU : Küçük pelvis'in'ortasında, mesane
ile rektum arasında duran uterus’un uzun ekseni axis pelvis'e uyar. Uterus'un,
kadınların % 80'inde görülen bu normal duruşu "anteversiyon +
antefleksiyon" terimleri ile belirtilir. Uterus'un normal pozisyonunu
koruyan ve uterus'un yerinde durmasını sağlayan yapılar şunlardır : Lig.latum
uteri, lig.teres uteri, lig.cardinale (Lig.cervicale transversum.Mackenrodt
bağı).lig.uterosacrale.
UTERUS'UN YAPISI : İçi boşluklu bir organ olan uterus'un
duvarı üç katmandan oluşmuştur.
.Endometrium (Tunica mucosa)
.Myometrium (T.muscularis)
.Perimetrium (T.serosa)
ENDOMETRIUM, tek katlı, kolumnar epitel ile basit tubuler
bezler (Gll.uterinae) içeren lamina propria'dan oluşur. Endometrium, menarş
(Ilk ay hali) ile menapoz (Ay halinin sona’ ermesi). arası dönemde periodik
değişiklikler gösterir. 28±4 günlük periodlarla gerçekleşen endometrial siklus.
ouarium hormonları tarafından kontrol edilir. Herbir siklus (Menstrual
siklus)'un sonunda parsiyel deskuamasyon ve kanama (Menses,katamenia,ay hali
kanaması) meydana gelir. Dökülen endometrial dokular ve kan, 3-5 gün içinde
vagina yolu ile atıldıktan sonra, endometrium kendini yenilemek üzere yeni bir
siklusa başlar.
Endometrium, menstrual siklustan etkilenme özelliğine göre
iki tabakaya ayrılır: Fonksiyonel tabaka, bazal tabaka, Fonksiyonel tabaka,
menştrual siklus esnasında fonksiyonel ve yapısal değişiklikler (Yıkılma ve
tekrar yenilenme) gösteren ince, yüzeyel tabakadır. Bazal tabaka ise daha kalın
olup,menstrual siklus esnasında çok az değişiklikten sonra, fonksiyonel
tabakayı yeniler.
MYOMETRIUM: uterus duvarının en kalın tabakası olup düz
kaslardan oluşmuştur. Myometrium'u oluşturan kas lifleri uzunlamasına,-
sirküler ve diagonal şekilde seyrederler. Doğum esnasında gerekli motor güç
myometrium tarafından yaratılır. Myometrium ayrıca orgazm esnasındada kasılır.
PERİMETRİUM, peritonun visseral yaprağından ibaret bir
tabakadır. Perimetrium, yanlarda lig.latum uteri (Mesometrium) olarak uzanır.
4.VAGİNA
(Colpos,Hazne):
Vagina (Gr.vagina=kılıf, Colpos=koy, girinti). yukarıda
uterus boynu. aşağıda vulva arasında oblik olarak uzanan fibro-muskuler boru
şeklinde bir organdır. Vagina, kadın
cinsel temas organı olma yanında, doğum esnasında çocuğun geçtiği, menses (Ay
hali kanaması) periodunda da ay hali kanının çıkışına olanak veren bir yol
olarak fonksiyon görür. Uretra ve mesanenin arkasında, rektumun önünde yer alan
vagina'nın uzunluğu 8-10 cm kadardır.
Üst ucu ile uterus boynuna bağlanan vagina'nın duvarları ile
uterus boynunun portio vaginalis i arasında 4 adet çıkmaz oluşur. Bunlardan en
derin olanı arka fomiks (Pars posterior fornix vaginae)'tir. Aşağıda, vagina
lümenini vagina girişine (Vcstibulum vaginae) bağlayan açıklığa ostium vaginae
denir. Ostium vaginae, kızlarda hymen (Kızlık zarı) ile kapatılmıştır. Hymen
şekilleri ve üzerindeki delikler farklılıklar arzettiğinden hymen anularis,
hymen semilunaris, hymen cribriformis vb.değişik isimler verilmiştir. Sosyal
yönü, değişik ırk ve kültürlerde farklılıklar taşımakla beraber tıp ve
biyolojik açıdan önemsiz olan hymen,ilk cinsel temas (Coitus pervaginalis)
esnasında yırtılır. Normal durumdaki hymen için hymen imperforatus, yırtık
hymen için de hymen perforatus terimleri kullanılır.
Vagina ortamı asidik (pH=4-4,5)'tir. Bu ortam dışardan
gelebilecek bakteriler için bir bariyer nitel iğin dedir. Spermler için de
zararlı olan asidik ortam, cinsel temas esnasında atılan ejekulatın bazik
salgıları ile nötralize edilir.
B.Dış üreme organları
:
Kadın dış üreme organları vulva ortak adı ile anılır. Vulva
kapsamına giren organlar perine (Apış arası) 'de yer alırlar. Vulva aşağıdaki
organları kapsar:
a.Mons pubis (veneris) d.Vestibulum
vaginae
b.Labia majora pudendi e.Erektil
organlar .Clitoris
c.Labia minora
pudendi .Bulbus vestibuli
f.Eklenti bezler (Gll.vestibulares)
a.Mons pubis :Mons
pubis (L.mons=dağ,tepe). symphysis pubis'i saran derialtı yağ dokusunun
fazlalaşması sonucu oluşmuş yuvarlakça bir kabarıklıktır. Puberte'den sonra
mons pubis derisi dişiye özgü trianguler bir şekilde kıllanır. Buradaki kıllar
pubes olarak adlandırılır.
b.Labia majora pudendi (Büyük dudaklar) :Mons pubis'ten
başlayıp. aşağıya ve arkaya doğru uzanan, iki genişlemiş plika şeklindedirler.-
(Erkeklerdeki scrotum'a özdeştirler).Vulva'nın dış sınırını oluşturan büyük
dudaklar, yağ dokusu. düz kas, yağ bezleri. areolar doku ve duysal reseptörler
içerir. Mons pubis'teki derialtı yağ dokusu birer parmak gibi büyük dudaklar
içine uzanır. Puberte’den sonra. büyük dudakların derisi de kıllanır.
İki büyük dudak arasında rima pudendi (Pudendal cleft)
olarak adlandınlan bir yarık bulunur.
c.Labia minora
pudendi (Küçük dudaklar) : Vagina girişinin iki yanında yer almış. iyi
kanlanan. yumuşak birer deri plikası şeklindedirler. Her bir küçük dudak.
elastik lifler ile birçok kan damarı içeren bir öz (Yağ dokusu içermez) ile bunu
saran kılsız, ince, düz bir deriden ibarettir. Labia minora'lar önde preputium
clitoridis ile uzanırlar.
d.Vestibulum vaginae
(Vagina girişi) : Küçük dudaklar arasında kalan boşluğa vestibulum vaginae
denir. Ostium urethrae externum. ostium uaginae ve vestibuler bezlerin boşaltma
kanalları buraya açılır. Seksüel uyarı sonucu, alkalin salgı yapan vestibuler
bezler vestibulum vaginae'yi ıslatırlar.
e.Erektil organlar :
>Clitoris
>Bulbus vestibuli
.Clitoris: Clitoris, erkekteki penis in özdeşi olup vulva'nın
üst ucunda, küçük dudakların birleşim yerinde yer alır. 2-2,5 cm uzunluğunda
bir organ olan clitoris. penis'ten farklı olarak üretra ile delinmemiştir ve
corpus spongiosum kitlesine sahip değildir. Birçok sinir sonlanmaları içeren
clitoris. cinsel uyan sonucu kanla dolarak sertleşir (Ereksiyon).
.Bulbus vestibuli :Vestibulum vaginae'nin iki
yanında.m.bulbospon- giosus 'un derininde yerleşmiş bir çift erektil doku
kitlesi oluşumudur. Erkekteki bulbus penis ve corpus spongiosum penis'in
özdeşidir.
f.Eklenti bezler :Salgılarını vestibulum vaginae’ye akıtan
iki grup bez bu başlık altında incelenir. Bu bezler, yaptıklan müköz salgı ile
vagina girişini ıslatarak koitusun sağlıklı gerçekleşmesine imkan sağlarlar.
a.Gl.vestibularis major (Bartholin bezi) : Sağlı sollu bir
çift oval şekilli bez olup bulbus vestibuli'lerin arkasında yer alır.
b.GU.vestibulares minores: Vestibulum vaginae mukozasında
yer alan bu küçük bezler erkekteki prostat bezinin özdeşidirler.
PERİNEUM (Perine, Apışarası):
Küçük pelvis'in tabanını oluşturan yumuşak dokular ve
taşıdığı yapılar, perine kapsamında incelenir. Apışarasında kalan. eşkenar
dörtgen şeklindeki bu bölge (Regio perinealis) 'in sınırları şu şekildedir:
.ÖNDE symphysis pubica .
YANLARDA sağ-sol tuber ischiadicum'lar.
ARKADA coccyx'in tepesi.
Eşkenar dörtgen şeklindeki perine, öğretim kolaylığı
açısından, sağ-sol tuber ischiadicum'lardan geçirilen biişhiadik çizgi ile iki
üçgen alana ayrılır. Ön üçgen ürogenital trigon (Trigonum ürogenitale,regio
ürogenitalis), arka üçgen anal trigon (Trigonum anale,regio analis) olarak
adlandırılır. Ürogenital frigonda dış genital organlar. anal trigonda ise
canalis analis ve anüs yer alır.
Perine derisinin derininde diaphragma pelvis ve diaphragma
ürogenitale olarak adlandırılan kas ve zardan yapılı iki duvar bulunur.
ERKEK ÜREME SİSTEMİ
GİRİŞ :
Erkek üreme sistemini oluşturan erkek üreme organları
(Organa genitalia masculina),cinse özgü hücrelerin (Spermatozoon) ve
hormonların (Androjenler) oluşumunu sağlayan TESTİSLER ile GENITAL YOLLAR, EKLENTİ
BEZLER ve CİNSEL BİRLEŞME ORGANI-PENİS'ten ibarettir. Erkeğin üremedeki
sorumluluğu,- ürettiği spermatozoonları kadın üreme kanalına iletmek
olduğundan, üremede erkek oldukça aktif olmak zorundadır. Kadın genital
yollardan farklı olarak. erkek genital yolların son bölümü aynı zamanda idrarın
dışa atılmasını da sağlar.
Üreme organları, yerleşim yerlerine göre iç üreme organları
ve dış üreme organları olarak iki gruba ayrılırlar. Erkek üreme organlarından
testisler, üretraya kadar olan genital yollar ile eklenti bezler iç, penis ve
taşıdığı genital+üriner yol dış genital organlar başlığı altında incelenir.
A. İç üreme organları (Organa genitalia masculina interna):
l.TESTİS
(Orchis,Didymis,ERBEZİ):
Testis'ler erkekte temel üreme organı olup, testis torbası
(Scrotum) içinde yer alırlar. Oval şekilde,
yanlardan basık, küçük bir kuş yumurtası büyüklüğünde (Herbiri 2,5x3x5
cm boyutlarında, 10-15 gr Ağırlığında) çift Organ olan testis'ler erkek üreme
hücreleri olan spermatozoon'lar ile erkek seks hormonları olan androgenleri
üretir. Erken fetal dönemde, karın boşluğunda böbreklere yakın olarak yer alan
testisler, fetüs geliştikçe aşağıya doğru hareket ederek (Descensus) doğumdan
hemen önce inguinal kanal aracılığı ile scrotum'a inerler. Testis'lerin normal
fonksiyonlarını yapabilmeleri için, karın boşluğundan scrotum’a inmeleri
zorunludur.
Scrotum içinde yer alan herbir testis, tunica albuginea
olarak adlandırılan kalın bir kapsül ile sarılıdır. Bu kapsül, arka kenarından
testisin içine girerek mediastinum testis' i oluşturur. Mediastinum testis,
testise girip çıkan damarlar ile rete testise ait kanalcıkları içerdiği gibi
gönderdiği bölmelerle de testis’i 250- 300 Iobçuğa böler. Herbir lobçukta 3-4
(Bazı yazarlara göre 1-4) tane olmak üzere tüm testis'te 1000 kadar seminifer
kanalcık (Tubulus seminiferus) bulunur. Testis'in temel parankim yapısını
oluşturan seminifer kanalcıklar spermatozoon'ların üretildiği yerlerdir.
Testesteron vb. androgenler, seminifer borucuklar arasındaki gevşek bağ dokusu
içinde yer alan interstisyel endokrin hücreler (Leydig hücreleri) tarafından
yapılır.
Seminifer kanalcıklar, mediastinum testis'e uzanarak burada
birbirleri ile ağızlaşmalar oluştururlar. Mediastinum testis'teki bu kanalcık
ağı rete testis olarak adlandırılır. Rete testise ulaşan spermatozoonlar,
buradan çıkan 15-20 adet ductuli efferentes testis ile epididim'in kanal
sistemine ulaştırılır.
Testis'ler abdominal aorta'dan çıkan testiküler arterler ile
kanlandırılır.Testis'lerin venöz kanı sağda v.cava inferior'a, solda v.renalis
(—>V.cava inferior)’e dökülür. Testis'ler otonom sinirlerle innerve edilir.
2.EPİDİDİM
(Epididymis) :
Epididim (Gr. epi=üst , didymis=ikiz,testis),her bir testis'in arka-üst bölümü üzerinde
yerleşmiş.5-6 cm uzunluğunda, üst bölümü geniş (Caput), aşağı bölümleri giderek
daralan bir eklen tidir. Bir kanal sisteminden ibaret olan epididim, rete testis'ten
ductuli efferentes testis'ler ile aldığı spermatozoonları duc.deferens (Vas
deferens)'e iletme yanında. spermiumlar için bir olgunlaşma ve depolama yeri
olarak ta görev yapar.5-6 cm uzunluktaki epididim içinde kesintisiz şekilde
kıvrılmış olan epididim kanalı (Due.epididymis) gerçekte 5-7 m (Sindirim
kanalının uzunluğu kadar) uzunluktadır.
Epididim kanal sistemine kadar olan yollardaki spermiumlar
oldukça hareketsiz oldukları halde, epididim kanalı içindeki asit ortamda
18-20 saat bekleyen spermiumlar ovum'u dölleyebilecek olgunluğa erışirler. Spermiumlann
epididim kanalı içindeki olgunlaşma mekanizmaları tam olarak bilinmemektedir.
3.DUKTUS DEFERENS (Vas deferens,Sperma kanalı);
Duktus deferens, epididimin kuyruk bölümünün ucundan
başlayıp, epididim kanalının devamı şeklinde uzanan, kalın kassal bir borudur.
Vas deferens 40-50 cm uzunluğunda olup. sadece spermiumlarm iletimiyle
görevlidir.
Önce scrotum içinde epididim'in iç yanında. testis'in arka
kenarı boyunca yukarıya doğru seyreden vas deferens. daha sonra funiculus
spermaticus içinde olarak inguinal kanalı geçer ve karın boşluğuna girer. Karın
boşluğuna girdikten sonra funiculus spermaticus oluşumlarından ayrılan duktus
deferens, pelvis’in yan duvannda aşağıya-içyana doğru uzanır. Mesaneye
ulaşmadan önce üreter'i çaprazlayıp rektum ile mesane arasına sokulur. Burada,
prostad'ın tabanına doğru ilerliyen vas deferens, vesicula seminalis'in
boşaltma kanalı ile birleşerek ejakulator kanalın (Ductus ejaculatorius)
oluşumuna katılır. Vas deferens'in ejakulator kanal oluşumuna katılmadan önceki
5 cm 'lik bölümü oldukça geniştir. Yaklaşık 1 cm kalınlıktaki bu genişlemiş
bölüme ampulla denir.
Prostat, koyu kırmızı renkte, oldukça sıkı dokulu. sert
kıvamlı, kestane şeklinde bir bezdir. Bez dıştan ince, sağlam fibromuskuler bir
kapsülle sarılmıştır. Kapsülün altındaki prostat dokusunda 40-50 adet
tubuloalueoler bez bulunur. Bu bezler salgılarını üretranın prostatik bölümüne
akıtırlar.
Günde 0,5-2 ml prostat salgısı (Succus prostaticus)
üretilir. Salgılanımı testesteron ile idare edilen succus prostaticus, süt gibi
alkalik bir salgıdır. Meni hacminin % 20-30'unu prostat salgısı oluşturur.
Salgının alkali karakteri, cinsel temas esnasında atıldığı vagina'daki asit
ortamın nötralizasyonuna katkıda bulunur.
Prostat bezinde 5 lob ayırt edilir. Lobus mcdius (Median
lob). posterior, lateralis (iki lob) ve anterior olarak adlandırılan loblar
içinde. median lob prostat hipertrofisi (BPH),posterior lob prostat kanserinin
en çok kaynaklandığı bölümler olarak bilinir. Prostat hipertrofisi 50 yaşın
üzerindeki erkeklerde yaygın olarak görülür. BPH sonucu normalde 8-10 gr. olan
prostat bezi 60-150 gr büyüklüğe erişir. lyi huylu bir büyüme olan BPH,
üretranın prostatik bölümünü daralttığı gibi aşırı büyümelerde tümüyle
tıkayabilir.
c.Bulboüretral bez
(Gl.bulboıırethralis):
Cowper bezleri olarak ta adlandırılan gl.bulbourethralis'ler
iki bez olup.prostat'ın aşağısında, membranöz üretranın iki yanında, ürogenital
diafragma içinde yer alırlar. Herbiri bezelye büyüklüğünde (0.7-lcm çapında)
olan bezler, şeffaf, albuminden zengin,
alkali, mukoid karakterli salgılarını boşaltma kanalları ile üretraya
akıtırlar. Testesteron kontrolü altındaki salgı .seksüel uyan ile üretraya
boşalır. Taze iken kaygan, akıcı ve öze! kokulu olan bu salgı, üretranın
kayganlaşması, üretra mukozasının idrarın irridatif etkisinden korunması ve
meni içeriğine katkı gibi fonksiyonlara sahiptir. Cowper bezleri testesteron
yokluğunda atrofiye olur.
MENİ (Ejekulat,Semen)
Orgazm esnasında urethra'nın dış deliği yolu ile dışarıya
fışkırtılan karma salgı, meni (Ejakulat, semen, döl) olarak adlandırılır. Opak,
beyazımsı olan bu salgı, 2-4 ml olup, testis, epididim, vezikula seminalis,
prostat ve bulboüretral bezlerin salgılarının toplamıdır.% 90 'i su olan bu
salgının içinde spermiumlar ile spermiumların metabolizmaları için gerekli olan
mineral tuzlar, proteinler, serbest amino asitler, spermin, prostoglandinler ve
bol miktarda früktoz bulunur.
2-4 ml lik meni içinde 300-400 milyon (60-100 milyon /ml)
sperm bulunur. Hacim olarak spermiumlar ejakulatın % 1'ini oluştururlar.
Ejakulatın % 60 70’i vezikula seminalis. % 20-30'u prostat salgısı tarafından
yapılır. Erkek üreme sisteminde haftalarca yaşayabilen spermiumlar, kadın üreme
sistemine atıldıklarında burada ancak 2-3 gün yaşayabilirler.
Ejakülasyondan 2 saat sonraki örneklerde, spermlerin % 80'i
hareketli oldukları halde 24 saat sonra sadece % 15 oranındaki spermde hareket
vardır. Spermiumların hareketi ve morfolojik olarak normal olmaları,
fonksiyonları-dölleme yetenekleri açısından önemlidir. Spermler, düşük ısıda
saklanırlarsa, yaşamlarını ve fertilizasyon (Dölleme) özelliklerini korurlar.
Menide sperm sayısının 1 ml 'de 20 milyonun altına düşmesi
(Oligospermi) durumunda, döllneme özelliği kaybolur. Ejakulatta 1 ml de 60-120
milyon sperm varsa normospermi, 20-40 milyon sperm varsa hipoozospermi 1-20
milyon sperm varsa oligospermi, 1 milyonun altında speım varsa azospermi terimi
kullanılır.
B.Dış üreme organları (Organa genitalia masculina externa):
1.PENİS
Penis (Phallus.kamış), erkek cinsel birleşme ve idrar
boşaltma organıdır. Özel yapısı nedeniyle çeşitli uyarılar sonucu sertleşip
dikleşme gösteren penis, bu yeteneği ile cinsel birleşmeye imkan sağladığı gibi
ejakulatın vagina'da uterus ağzının yakınlarına atılmasını mümkün kılar. Penis
içinde yer alan üretra bölümü, gerektiğinde ejakulatın, gerektiğinde de
mesanede biriken idrarın atıldığı bir ortak yol niteliğindedir.
Penisin serbest bölümü (Pars libera) ve kök (Pars fixa)
olmak üzere iki temel bölümü vardır. Serbest bölüm, istirahat halinde aşağıya
doğru sarkık bir halde bulunduğundan pars pendula (L.sarkaç) olarakta
adlandırılmıştır. Pars libera (=Pars pendula).yetişkin bir erkekte 8-10 cm
uzunluğunda. 3 cm çapında olduğu halde, ereksiyon (Sertleşip dikleşme)
esnasında, istirahat anı boyutlarının 1.5-2 katma ulaşır. Serbest bölümün konik
şekildeki ucuna glans penis (Balanus) denir. Glans penis, sünnetsiz kişilerde
sünnet derisi (Preputium penis) ile örtülmüştür. Penis kökü (Radix penis-Pars
fixa), dışardan görülmeyen, penisin tutunup sabitliğini sağlayan bölümüdür.
Penis, dışardan deri ve fasya ile sarılmış üç longitudinal
erektil kitle (2 adet Corpora cavernosa 1 adet Corpus spongiosum) 'dan
yapılıdır. Erektil kitleler, kaverna olarak adlandırılan, içleri endotel ile
kaplı boşluklar içeren süngerimsi bir dokudan yapılmıştır. Taktil veya mental
erotik uyarılar sonucu kavernalar kanla dolduğundan ereksiyon gerçekleşir.
Penis, a.pudenda internadan kaynak alan atardamarlarla
kanlandırılır, Lenfası inguinal lenf düğümlerine akar. Somatik ve visseral
innervasyonu n.pudendus yolu ile gerçekleşir. Parasempatik uyarı kavernalara
giren arterleri genişleterek, boşluklara daha fazla kan dolmasına, dolayısı ile
ereksiyona neden olur.
2.SKROTUM
(Scrotum,Testis yuvası) :
Skrotum, perinede yer alan, içinde testis'ler i ve
epididimler i barındıran kutaneoz fibromuskuler bir torbadır. Testislerin
normal fonksiyon görebilmeleri için descensus ve scrotum içine yerleşmeleri
zorunludur. Çünkü testislerin normal fonksiyon görebilmeleri için vücut
ısısından daha düşük bir ısıya gereksinmeleri vardır, Scrotıım, yapısındaki
özellikler (Derisinde bol miktarda ter bezleri, diğer katmanlarında kas
lifleri-m.dartos, m.crcmaster vb.) ile düşük ısıyı (34-35 °) sağlar. Skrotum,
kadınlardaki büyük dudaklara özdeştir.
Kaynak: Prof.Dr. Mehmet Yıldırım
Yorumlar
Yorum Gönder