Acetat ile başlayan sentez birçok basamak gerektirir ve kolesterol
sentezini %80 lere varan düzeylerde engelleyebilen statinler esasında
kolesterol sentezinin ara basamaklarında rol alan 3-hidroksi 3-metil glutaryl
CoA redüktaz veya HMG CoA redüktaz enzimini inhibe etmektedir. Vücut hücreleri kendi LDL reseptörlerinin
miktarını ve yüzeyi etkinliğini artırarak kandan alınan LDL miktarının artırılması
ve plazma LDL kolesterol düzeylerinin düşürülmesini sağlar.
Kolesterol bağırsaklardan emilebilir ancak, kan dolaşımında bulunan
kolesterolün ancak %25 civarındaki bir miktarı diyet kökenlidir. Bağırsak
içerisindeki kolesterol hem diyet hem de safra salınımı ve geri emilimi ile
ilgili olmak üzere karaciğer kökenlidir.
Kolesterolün tamamı ve bitkisel sterollerin (betasitosterol and
campesterol), NPC1L1 proteini ile taşındığı bilinmektedir. Bu süreç NPC1L1 in
spesifik inhibitörü olan ezetimibe nin kullanımı ile %50 ye varan oranda
engellenebilir.
Bağırsaklardaki kolestereolün kan
dolaşımına katılabilmesi için ya şilomikronlar veya HDL ye katılması gerekir.
Bağırsak içi epitelyum hücrelerine geçen kolesterolün yaklaşık yarısı ise kaset
taşıyıcılar vasıtasıyla bağırsak boşluğuna geri taşınır.
Lesitin ve kolesterol acil transferaz
(LCAD) eksikliği gösteren birkaç doğumsal hastalık haricinde, plazma kolesterolünün %70 i esterleşmiş
formdadır. Kolestril ester, yağ asidi katılması ile ortaya çıkan, esterleşmiş
formdur (650 dalton civarı). Plazma lipitlerinin diğer bir ana grubu ise üç yağ
asidinin gliserol omurgaya bağlanması ile ortaya çıkan trigliseridlerdir.
Trigliseridlerin molekül ağırlıkları 850 dalton civarıdır. Vücutta depo edilen
yağların tamamını, diyetle alınmış olan trigliseridlerdir.
Bağırsaklarda, pankreatik lipaz da dahil
olmak üzere lipazların etkisiyle gliserolden ayrılan yağ asitleri
yağ-asidi-taşıyıcı proteinlere bağlanarak mukozaya geçer. Yenilen yağlardan
kaynaklanan yağ asitlerinin %95 i mukoza tarafından emilerek yeniden
trigliseridlere dönüştürülür, trigliseritten zengin şilomikronlar halinde
depolandıktan sonra kan dolaşımı ve lenfe salgılanır.
Fosfolipitler kan dolaşımında bulunan
diğer bir ana lipit grubudur. İki yağ asidi ile fosfolipitten bir polar baş
kısmı taşırlar. Plazmadaki başlıca fosfolipid grubu fosfatidilkolin veya lesitindir.
Mebran akışkanlığı ve işlevleri ile ilgili ve iki katman biçimine organize olan
fosfolipitler hücre zarının başlıca yapıcı elemanıdır.
Doymuş yağ asitleri hayvansal kökenli olmakla birlikte, Hindistan ceviz
yağı ve palmiye yağı gibi bitkisel esaslı yağlarda da bulunurlar. Palmitik asit
(16:0) ve stearik asit (18:0) doymuş yağ asitlerinin en çok rastlananlarıdır. Çoğunlukla
hayvansal yağlarda bulunan bu yağ asitleri çift bağ taşımaz ve oda sıcaklığında
katıdır. Doymuş yağ asitlerinden özellikle 12:0, 14:0 ve 16:0 ( laurik,
myristik ve palmitik asit) LDL kolesterol düzeylerini artırır. Zeytinyağı ve
kanola yağı gibi bitkisel yağlar ve keza ette bulunan tekli doymamış yağ
asitleri ise LDL kolesterol artırma etkinliği nispeten daha düşük olan yağ asitleridir. Çoklu doymamış yağ asitleri ise, birden fazla
çift bağ taşırlar.
Şekil .
Doymuş ve doymamış yağ asitlerinin tipik örnekleri.
Linoleik ve alfa linoleik asit soya yağı, mısırözü yağı, ayçiçeği yağı ve
kanola yağı gibi bitkisel kökenli yağlarda bulunurken, EPA ve DHA gibi uzun
zincirli doymamış yağ asitleri balık veya balık yağında bulunur. Çoklu doymamış
yağ asitleri insan vücudu tarafından üretilemediğinden dolayı gıdalar ile
alınması gereken “esansiyel” yağ asitleridir. Vücudumuz linoleik asidi AA ya ve
alfa linoleik asidi EPA ve DHA ya dönüştürebilir. Yağ asidinin karbon
zincirindeki her çift bağ 37o lik bükülmeye neden olur ki artan
bükülme hücre zarının akışkanlığını da artırır.
Apoliporoteinler
Lipoproteinlerin protein komponentleri apolipoprotein olarak adlandırılır.
Apolipoprotein A-I
Apolipoprotein
(apo) A-I normal bireylerde 130 mg/dl plazma konsantrasyonu ile en bol bulunan
plazma apolipoprotinidir. HDL nin major proteinidir. Karaciğer ve bağırsaklarda
sentezlenir. Apo A-I lesitin aktivatörüdür: kolesterol açiltransferaz veya
LCAT. LCAT, lesitinden kolesterole bir yağ asidi aktararak, kolesterol ester ve
lisolesitin üretir. Apo A-I, yapısal eleman olarak HDL için önemli olmakla
birlikte, bir kısım kaset taşıyıcı etkinliği ile ortaya çıkan serbest
kolesterol ve fosfolipit için de yakalayıcı işleve sahiptir.
Şekil . Lipit free Apo A-I için model
Apolipoprotein A-II
Apo A-II, HDL de buluna
ve plazma konsantrasyonu 40 mg/dl düzeylerinde olan bir başka
apolipoproteindir. Karaciğerde sentezlenir, hepatik lipaz ve kolesterol ester
transfer proteininin etkinliğini artırdığı rapor edilmiştir.
Apolipoprotein A-IV
Şilomikronlar ve HDL de
bulunduğu tespit edilmiştir. Karaciğer ve bağırsaklarda sentezlenir. Esas
fonksiyonu ise LCAT aktivitesini artırmanın yanı sıra bağırsaklarda yağ
emilimini kolaylaştırmaktır. HDL partiküllerinde yapısal bir rolü vardır.
Apolipoprotein A-V
Plazma konsantrasyonu çok
düşüktür, trigiliseritten zengin lipoproteinler ve HDL de bulunur. Lipoprotein
lipas aktivitesindeki rolü çok önemli olup, Apo A-V mutasyonları hiperglisemiye
yol açar.
Apolipoprotein B-100
ApoB-100,
integral olarak VLDL, IDL, ve LDL de bulunan bir proteindir. Diğer
apolipoproteinlerin aksine beta yaprak yapıda olup, bu yapı proteinin lipid ve
lipoprotein partiküllerine kuvvetli biçimde yapışmasını sağlar ve ayrılmayı
engeller.
Apolipoprotein B-48
İnce bağırsak tarafından üretilen ana apoB formudur. Şilomikronların
integral proteinidir.
The C Apolipoproteins
Genellikle HDL nin
yapısında bulunur. LCAT aktivitesini artırır.
Apolipoprotein E
TRL ve HDL nin her
ikisinde de bulunur. Esas görevleri ise LDL reseptörleri için ligand olarak
görev yapmaktır.
Plazma Lipoproteinleri
Kolesterol ve trigliseridler fosfolipitler ile birlikte plazma veya serum
lipoproteinlerini oluşturur. Lipoproteinler fosfolipitlerden oluşan bir yüzey
tabakasına sahiptir. Her fosfolipid içe dönük olarak konumlanan iki adet yağ
asidi bulundurur. Ayrıca apolipoproteinler ve serbest kolesterol içerirler.
Lipoproteinlerin hidrofobik bileşeni, diğer bir deyişle kolesterol ester ve trigliseridler,
küresel biçimli lipoproteinin çekirdeğini oluşturur.
Şilomikronlar
Bağırsaklarda yapılırlar. Molekül ağırlıkları, boyutları değişkenlik
gösterir. Trigliseritlerce çok zengin (çekirdeğin ağırlıkça %85 civarı) ve az
miktarlarda (%3) kolesterol ester içerirler. Bu partiküller çekirdeklerinde az
miktarda yağda eriyen vitaminler bulundurur.
VLDLs
Very-low-density
lipoproteinler karaciğerde üretilirler. Partikül büyüklükleri 30-80 nm
düzeylerindedir. Trigliseridlerden zengindirler (çekirdeğin ağırlıkça %60
kadarı), %10 civarında kolesterol ester içerirler. Baskın protein apolipoprotein
(apo) B-100 dür.
High
Density Lipoprotein (HDL)
Bir lipoprotein türü olarak HDL düzeylerinin
ölçülmesi 1950 lerin başlarına dayanır. Ancak HDL nin büyük ölçüde dikkat
çekesi Barklay ve Barklay tarafından 1963 yılında nature dergisinde yayımlana
“HDL düzeylerinin cinsiyete göre değişimi” adlı makalesinden sonra olmuştur. Takip
eden dönemde HDL nin, kolesterolün ters yönlü taşınımı, anti-enflamatuar
süreçler, lipoprotein kontrollü antioksidanlar gibi birçok önemli fizyolojik
etkinliği ortaya konulmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder