İYİ KOLESTEROL (HDL)



Kolesterol, molekül ağırlığı 387 dalton olan mumsu bir madde olup, plazma içinde en bol olarak buluna steroldür. Kolesterol vücut hücrelerince sentezlenir ve kan kolesterolünün yaklaşık % 75 bu kaynaktan ortaya çıkar. Safra asitleri, östrojen, testosteron gibi steroid hormonları ve kortizol için prekürsör olarak hizmet vermektedir. Hücre zarlarında bulunur. Metabolik sendrom ve obezite ile kolesterol üretim artar.

Acetat ile başlayan sentez birçok basamak gerektirir ve kolesterol sentezini %80 lere varan düzeylerde engelleyebilen statinler esasında kolesterol sentezinin ara basamaklarında rol alan 3-hidroksi 3-metil glutaryl CoA redüktaz veya HMG CoA redüktaz enzimini inhibe etmektedir.  Vücut hücreleri kendi LDL reseptörlerinin miktarını ve yüzeyi etkinliğini artırarak kandan alınan LDL miktarının artırılması ve plazma LDL kolesterol düzeylerinin düşürülmesini sağlar.
Kolesterol bağırsaklardan emilebilir ancak, kan dolaşımında bulunan kolesterolün ancak %25 civarındaki bir miktarı diyet kökenlidir. Bağırsak içerisindeki kolesterol hem diyet hem de safra salınımı ve geri emilimi ile ilgili olmak üzere karaciğer kökenlidir.
Kolesterolün tamamı ve bitkisel sterollerin (betasitosterol and campesterol), NPC1L1 proteini ile taşındığı bilinmektedir. Bu süreç NPC1L1 in spesifik inhibitörü olan ezetimibe nin kullanımı ile %50 ye varan oranda engellenebilir.

Bağırsaklardaki kolestereolün kan dolaşımına katılabilmesi için ya şilomikronlar veya HDL ye katılması gerekir. Bağırsak içi epitelyum hücrelerine geçen kolesterolün yaklaşık yarısı ise kaset taşıyıcılar vasıtasıyla bağırsak boşluğuna geri taşınır.

Lesitin ve kolesterol acil transferaz (LCAD) eksikliği gösteren birkaç doğumsal hastalık haricinde,  plazma kolesterolünün %70 i esterleşmiş formdadır. Kolestril ester, yağ asidi katılması ile ortaya çıkan, esterleşmiş formdur (650 dalton civarı). Plazma lipitlerinin diğer bir ana grubu ise üç yağ asidinin gliserol omurgaya bağlanması ile ortaya çıkan trigliseridlerdir. Trigliseridlerin molekül ağırlıkları 850 dalton civarıdır. Vücutta depo edilen yağların tamamını, diyetle alınmış olan trigliseridlerdir.
Bağırsaklarda, pankreatik lipaz da dahil olmak üzere lipazların etkisiyle gliserolden ayrılan yağ asitleri yağ-asidi-taşıyıcı proteinlere bağlanarak mukozaya geçer. Yenilen yağlardan kaynaklanan yağ asitlerinin %95 i mukoza tarafından emilerek yeniden trigliseridlere dönüştürülür, trigliseritten zengin şilomikronlar halinde depolandıktan sonra kan dolaşımı ve lenfe salgılanır. 

Fosfolipitler kan dolaşımında bulunan diğer bir ana lipit grubudur. İki yağ asidi ile fosfolipitten bir polar baş kısmı taşırlar. Plazmadaki başlıca fosfolipid grubu fosfatidilkolin veya lesitindir. Mebran akışkanlığı ve işlevleri ile ilgili ve iki katman biçimine organize olan fosfolipitler hücre zarının başlıca yapıcı elemanıdır.

Doymuş yağ asitleri hayvansal kökenli olmakla birlikte, Hindistan ceviz yağı ve palmiye yağı gibi bitkisel esaslı yağlarda da bulunurlar. Palmitik asit (16:0) ve stearik asit (18:0) doymuş yağ asitlerinin en çok rastlananlarıdır. Çoğunlukla hayvansal yağlarda bulunan bu yağ asitleri çift bağ taşımaz ve oda sıcaklığında katıdır. Doymuş yağ asitlerinden özellikle 12:0, 14:0 ve 16:0 ( laurik, myristik ve palmitik asit) LDL kolesterol düzeylerini artırır. Zeytinyağı ve kanola yağı gibi bitkisel yağlar ve keza ette bulunan tekli doymamış yağ asitleri ise LDL kolesterol artırma etkinliği nispeten daha düşük olan yağ asitleridir.  Çoklu doymamış yağ asitleri ise, birden fazla çift bağ taşırlar.


Şekil .  Doymuş ve doymamış yağ asitlerinin tipik örnekleri.

Linoleik ve alfa linoleik asit soya yağı, mısırözü yağı, ayçiçeği yağı ve kanola yağı gibi bitkisel kökenli yağlarda bulunurken, EPA ve DHA gibi uzun zincirli doymamış yağ asitleri balık veya balık yağında bulunur. Çoklu doymamış yağ asitleri insan vücudu tarafından üretilemediğinden dolayı gıdalar ile alınması gereken “esansiyel” yağ asitleridir. Vücudumuz linoleik asidi AA ya ve alfa linoleik asidi EPA ve DHA ya dönüştürebilir. Yağ asidinin karbon zincirindeki her çift bağ 37o lik bükülmeye neden olur ki artan bükülme hücre zarının akışkanlığını da artırır.

Apoliporoteinler
Lipoproteinlerin protein komponentleri apolipoprotein olarak adlandırılır.

Apolipoprotein A-I
Apolipoprotein (apo) A-I normal bireylerde 130 mg/dl plazma konsantrasyonu ile en bol bulunan plazma apolipoprotinidir. HDL nin major proteinidir. Karaciğer ve bağırsaklarda sentezlenir. Apo A-I lesitin aktivatörüdür: kolesterol açiltransferaz veya LCAT. LCAT, lesitinden kolesterole bir yağ asidi aktararak, kolesterol ester ve lisolesitin üretir. Apo A-I, yapısal eleman olarak HDL için önemli olmakla birlikte, bir kısım kaset taşıyıcı etkinliği ile ortaya çıkan serbest kolesterol ve fosfolipit için de yakalayıcı işleve sahiptir. 

Şekil . Lipit free Apo A-I için model 


Apolipoprotein A-II

Apo A-II, HDL de buluna ve plazma konsantrasyonu 40 mg/dl düzeylerinde olan bir başka apolipoproteindir. Karaciğerde sentezlenir, hepatik lipaz ve kolesterol ester transfer proteininin etkinliğini artırdığı rapor edilmiştir.

Apolipoprotein A-IV

Şilomikronlar ve HDL de bulunduğu tespit edilmiştir. Karaciğer ve bağırsaklarda sentezlenir. Esas fonksiyonu ise LCAT aktivitesini artırmanın yanı sıra bağırsaklarda yağ emilimini kolaylaştırmaktır. HDL partiküllerinde yapısal bir rolü vardır.

Apolipoprotein A-V

Plazma konsantrasyonu çok düşüktür, trigiliseritten zengin lipoproteinler ve HDL de bulunur. Lipoprotein lipas aktivitesindeki rolü çok önemli olup, Apo A-V mutasyonları hiperglisemiye yol açar. 

Apolipoprotein B-100

ApoB-100, integral olarak VLDL, IDL, ve LDL de bulunan bir proteindir. Diğer apolipoproteinlerin aksine beta yaprak yapıda olup, bu yapı proteinin lipid ve lipoprotein partiküllerine kuvvetli biçimde yapışmasını sağlar ve ayrılmayı engeller.

Apolipoprotein B-48
İnce bağırsak tarafından üretilen ana apoB formudur. Şilomikronların integral proteinidir.

The C Apolipoproteins
Genellikle HDL nin yapısında bulunur. LCAT aktivitesini artırır.

 Apolipoprotein E
TRL ve HDL nin her ikisinde de bulunur. Esas görevleri ise LDL reseptörleri için ligand olarak görev yapmaktır.

Plazma Lipoproteinleri
Kolesterol ve trigliseridler fosfolipitler ile birlikte plazma veya serum lipoproteinlerini oluşturur. Lipoproteinler fosfolipitlerden oluşan bir yüzey tabakasına sahiptir. Her fosfolipid içe dönük olarak konumlanan iki adet yağ asidi bulundurur. Ayrıca apolipoproteinler ve serbest kolesterol içerirler. Lipoproteinlerin hidrofobik bileşeni, diğer bir deyişle kolesterol ester ve trigliseridler, küresel biçimli lipoproteinin çekirdeğini oluşturur.

Şilomikronlar
Bağırsaklarda yapılırlar. Molekül ağırlıkları, boyutları değişkenlik gösterir. Trigliseritlerce çok zengin (çekirdeğin ağırlıkça %85 civarı) ve az miktarlarda (%3) kolesterol ester içerirler. Bu partiküller çekirdeklerinde az miktarda yağda eriyen vitaminler bulundurur.

VLDLs
Very-low-density lipoproteinler karaciğerde üretilirler. Partikül büyüklükleri 30-80 nm düzeylerindedir. Trigliseridlerden zengindirler (çekirdeğin ağırlıkça %60 kadarı), %10 civarında kolesterol ester içerirler. Baskın protein apolipoprotein (apo) B-100 dür.

High Density Lipoprotein  (HDL)
Bir lipoprotein türü olarak HDL düzeylerinin ölçülmesi 1950 lerin başlarına dayanır. Ancak HDL nin büyük ölçüde dikkat çekesi Barklay ve Barklay tarafından 1963 yılında nature dergisinde yayımlana “HDL düzeylerinin cinsiyete göre değişimi” adlı makalesinden sonra olmuştur. Takip eden dönemde HDL nin, kolesterolün ters yönlü taşınımı, anti-enflamatuar süreçler, lipoprotein kontrollü antioksidanlar gibi birçok önemli fizyolojik etkinliği ortaya konulmuştur.










Yorumlar