BİTKİLERDE İLKEL ANALİZLER

BİTKİLERİN İLKEL ANALİZLERİ

Konvansiyonel laboratuvar gereçleriyle yapılan analizlerdir.

Su

Doğada süregelen tüm olaylar su ve suyun dikkate değer özelliklerine bağlıdır. Bilindiği gibi organizmaların %75-80’ini su oluşturur ye bitkilerde en bol bulunan maddedir. 


Protoplasmada meydana gelen metabolik olaylar, kimyasal tepkimeler su içerisinde ye suyun varlığına bağlı olarak oluşurlar. Canlının yaşaması ve tüm hayatsal olayların devamlılığı yönünden gerekli olan su yaşam sıvısı olarak da tanımlanır. Bitkilerdeki su miktarı şu şekilde ölçülür: Yaprak, gövde, meyve ve tohum gibi farklı bitki organları alınarak yüzeylerini artırmak amacıyla küçük parçalara bölünüp tartılır. Bu ilk elde edilen ağırlığa taze ağırlık denir. Daha sonra bitkisel örnekler 105°C deki etüvde 24 saat bırakılarak tekrar tartılır. Örneklerin kuruduktan sonraki ağırlığına ise kuru ağırlık adı verilir. Tamamiyle kuruyan bitkinin son değişmeyen ağırlığı ile taze ağırlık arasındaki fark bitkinin su miktarını verir. Tablo da görüldüğü üzere su miktarı bitki organ ve çeşidine göre farklılık gösterir.



Yukarıda belirtildiği gibi bitkinin büyük bir kısmını % 75 ini su, diğer %25 ini de kuru maddeler oluşturur. Bu kuru maddenin de %10 kadarı inorganik ve %90 ı da organik yapıdadır. örneğin, bir mısır bitkisinin %79 u su, %1:8 i protein, %0.5 i lipit, %17.5 i karbonhidrat ve %I.2 si de tuzdur. 


İNORGANİK BİLEŞİKLER 

Kuru Distilasyon Bitkilerde bulunan C, H, O, N, S gibi inorganik maddelerin varlığım kanıtlayabilmek için şekil de görülen kuru distilasyon adı verilen aygıt hazırlanır. Aşağıda da görüldüğü üzere bir deney tüpüne bezelye, buğday ve tepkimeyi hızlandırmak amacı ile kalsiyum hidroksit [Ca(OH)2] konarak yıkama şişelerine bağlanır. İlk yıkma şişesine mavi renkteki kobalt klorürlü. (CoCL2) ve beyaz renkteki kurşun asetat (PbC4O4H6) filtre kağıtları konur. İkinci yıkama şişesinde ise azot ayıracı olarak bilinen Nessler belirteci [(K2Hg I4).2H20] ve üçüncü yıkama şişesinde de Ba(OH)2 çözeltisi bulunur. Tüp ısıtıldığında çıkan dumanın yıkama şişelerini doldurduğu görülür.



İlk yıkama şişesinde bulunan ve molekül rengi mavi olan CoCL2 lü kağıdın su varlığında iyon rengi olan pembeye dönüştüğü (H ve O varlığı) ve beyaz kurşun asetath kağıdında S den dolayı PbS oluşturarak siyahlaştığı gözlenir. İkinci yıkama şişesinde bulunan ve normalde sarı olan Nessler belirteci nin ise N varlığından ötürü turuncuya döndüğü gözlenir. Karbon varlığı da üçüncü yıkama şişesinde bulunan Ba(OH)2 in BaCO3 halin& beyaz bir çökelti oluşturması ile belirlenir. Böylelikle H, O, S, N ve C elementlerinin varlığı kanıtlanmış olmaktadır. Buğday ve bezelye tanelerinin bulunduğu tüp yüksek derecelerde ısıtılacak olursa birçok inorganik maddeleri içeren kül denilen kısım elde edilir. Kül değişik belirteçlerle analiz edilecek olursa yeryüzünde bulunan birçok elementin bitkilerde de varlığı kanıtlanmış olur. Bunlardan özellikle C, H, O, N, K, Ca, Mg, Fe, S ve P elementlerinin bitkiler için kesinlikle gerekli oldukları anlaşılmış olup bunlara makro elementler ya da esas elementler adı verilmiştir. Ayrıca bazı elementlerin de bitkilerde çok az bulunmalarına karşın, metabolizma yönünden çok önemli etkinliklere sahip oldukları anlaşılmıştır. B, Zn, Mn, Cl, Cu, Si, Na ve Al böyle elementler olup mikro elementler ya da iz elementler olarak isimlendirilirler. Bütün bu elementler bitkilerde çeşitli görevlere sahiptirler ve eksiklikleri birçok anormal gelişmelere neden olur. 


Karbon : Bitki yapısındaki karbonhidratlann esas elementidir. 

Azot : Bitki tarafından NO3— ve NH4+ iyonları şeklinde alınmakta olup, amino asitlerin, proteinlerin ve nukleik asitlerin yapı taşlarını teşkil etmektedir. Bitkilerde azot eksikliği ise klorosis (sarılık) ve bodurluğa neden olmaktadır. 

Potasyum : Enzim, amino asit ve protein sentezlerinde önemli etkinliğe sahiptir. Büyüme ve bölünme olaylarında iş görür, klorofil oluşumunu etkiler. Eksikliği yaprak kenarında sararma ve erken ölüme yol açar. 

Kalsiyum : Hücre çeperinin yapısına girer, pektin sentezinde rol oynar. Belirli iyonlarla dengelenmediğinde zehir etkisi gösterir ve bitkide bulunmaması halinde gelişme tamamen durur. Topraktan Ca++ iyonları halinde alınır. Oksalik asit gibi organik asitlerle yaptığı tuzlar birçok bitki için karakteristik olan kristalleri oluşturur. 

Fosfor : Yüksek enerjili fosfat bileşiklerinin öğelerinden olması açısından fosforun bitkideki yeri çok önemlidir. Birçok organik bileşiklerin yapısında ve bazı enzimlerin koenzimlerinde bulunur. Bitkide bulunmaması bodurluğa neden olur. 

Magnezyum : Bu element bitki için gerekli bir pigment olan klorofilin yapısına girer ve bazı enzimlerin aktivatörünü oluşturur. Topraktan Mg++ iyonu halinde alınır. Bitkilerde bulunmaması klorosise yol açar. 

Kükürt : Bitki tarafından SO4— iyonlan şeklinde alınır ve tiol grubu içeren proteinlerin yapısında ve pirüvik asidin oksidasyonunu sağlayan enzimin koenzimlerinde bulunur. Eksikliği klorosise neden olur. 

Demir : Bitkilerde çok az miktarda bulunmasına karşın, klorofil sentezinde rol oynar ve elektron taşıyıcı enzimlerden olan sitokromlarm yapısına girer. Bitkiler demiri Fe+++ veya Fe++ iyonlan halinde alırlar. Eksikliğinde kloro-sis ortaya çıkar. 

Klor : Bu element de bitkilerdeki osmos ve anyon-katyon dengesinde önemli etkinliğe sahiptir ve eksikliğinin etkiSi belirsizdir. 

Bakır : Bitki metabolizması için iz halinde gereklidir. Birçok enzimlerin aktivatörünü teşkil eder, eksikliği halinde sararmaya, limon ve portakallarda gövde çürümesine, reklamasyon hastalığına sebep olur. 

Manganez : Bu elemente bitkiler çok az gereksinim duyarlar. Oksidasyon ve redüksiyon olaylarında direkt bir etkisi vardır. Karboksilazlann aktivatörüdür. Bitkilerde bulunmaması halinde klorosis ve yapraklar üzerinde gri benekler meydana gelir. 

Çinko : Bitkiler için toksik bir elementtir. Bitkilerde ancak iz halinde bulunması gereği anlaşılmıştır. Bazı enzimlerin aktivatörüdür. Eksikliğinde meristemlerde bozulma, çürüme, yapraklarda kusurlu gelişim ve yeşil renkte bronzlaşma gözlenir. 

Molibden : Azot metabolizmasında rol oynayan nitrat redüktazın yapısına girer ve eksikliği cılızlığa neden olur. Bor : Manganez gibi bu elemente de bitkiler çok az gereksinim duyarlar. Ca alınmasına ve kullanılmasına etken olup, farklılaşma ve polen çimlenmesinde, muhtemelen köklerden alınan suyun iletilmesinde rolü. vardır. Eksikliği de kahverengi hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. 

Kobalt : Bu element baklagillerin kök yumrularında azot bağlanmasında rol oynar. 

Silisyum : Gramineae ve Equisetum da fazla miktarda bulunan bu element de bitkiler için iz halinde gereklidir. Eksikliği fosfat metabolizmasını etkiler, ağırlıkta azalış meydana getirir. Sodyum : Bu elementin birçok bitkiler için gerekli olmadığı düşünülmekte beraber, klor gibi osmos ve anyon-katyon dengesinde önemli rol oynadığı kabul edilmektedir. Eksikliğinin etkisi belirsizdir. 

Alüminyum : Toprakta bol bulunan elementlerden biri olmasına karşın bitki tarafından iz element halinde gerekli olduğu kabul edilmiştir. Düşük yoğunlukları büyümeyi etkilemekle beraber, yüksek yoğunluklarda alüminyum fosfatı çökerttiğinden bitki tarafından alınmasını engeller ve bu yolla bitkilerde bir çeşit fosfat eksikliğine neden olur. 

Iyot, Krom, Flour : iyot bazı bitkiler için iz halinde .yeterlidir. Krom bazı enzimlerin aktif grubunu oluşturur. Özellikle oksidaz ve peroksidaz yapı-larda yer alır. Fluorun ise bazı hallerde gerekli olduğu ileri sürülürse de on binde birden daha fazla yoğunluğu zehir etkisi meydana getirir.


KAYNAK

Genel Bitki Fizyolojisi. Nurten Öner

https://tyhm.cu.edu.tr/cu/brosurler/toprak-ve-yaprak-analizi

Yorumlar