SIRTİPLİLER

 


ŞUBE (=FİLUM): CHORDATA = SIRTİPLİLER

Sırtiplilere, omurgalılar (Vertebrata), Branchiostomata ( = Acrania = Cephalachordata), pelajik Copelata ve çok defa bir yere bağlanmış olarak yaşayan tulumlular ( Tunicata ) dahildir.

En önemli özellikleri şunlardır:

  1. Bilateral (bakışımlı) simetrik Deuterostome grubundan canlılardır. Sırt kısımlarında, ilkel bağırsağın boğumlanması sonucunda omurilik ile bağırsak arasında boydan boya (vücudun ön kısmı hariç) uzanan ve destek görevi yapan esnek, segmentlenmiş bir sırt ipi (Chorda Dorsalis) taşımaları bakımından özeldirler. Sırtipinin  özellikle omurgalılardaki kofullu iç hücreleri, hidrostatik basınçlarından dolayı korda kılıfını gergin tutar. Sırtipi, omurgalı hayvanlarda daha sonra yerini omurgaya bırakır. Kordanın üzerinde ektodermden meydana gelen nöral boru şeklinde sinir sistemi bulunur. Chorda dorsalis, çeşitli şekillerde yapılmıştır: Kofullarca zengin hücrelerden (omurgalılarda), kas plakalarından (Acrania), vitellusca zengin hücre uzantılarından (Tunicata) ya da yassı bir epitele çevrilmiş jelatinimsi materyallerden (Copelata) meydana gelir.

  2. Vücudun sırt tarafında bulunan sinirborusu, embriyonik evrede sırtyüzeyinin (ektodermin) içe çökerek, üst kenarlarının önce arkada, daha sonra ise önde birbirleriyle kaynaşması sonucunda meydana gelmiş ve yanlarda nöralçıkıntılarla sınırlandırılmıştır. Bu boru, boyuna uzayan ependym hücreleriyle astarlanmış iç boşluğa (merkezi kanala) sahiptir. Nöralborunun ön tarafı beyni oluşturur. Duvarları ise sinir hücrelerini ve glial (yardımcı hücreleri) hücreleri, hatta duyu hücrelerini (Branchiostoma'da omurilik gözleri) içerir; göz çıkıntıları her zaman beyinden oluşur. 

  3. Embriyolarında, nöralborunun ön kısmında nöropor denen bir açıklık, arka kısmında ise gastruladaki ilkinağzın bulunduğu yere denk olan bölgede nöral borunun iç lümenini, bağırsağa bağlayan Canalis Neurentricus denen bir kanal vardır. Nöralçıkıntılar (uzantılar) ilkin ağzı çepeçevre kavrar ve böylece nöralborunun kapatılmasından sonra nöralboru artık dışarıya değil, ilkin ağzın bulunduğu yere açılır.

  4. Önbağırsak (yutak), sayısı çok fazla olabilen yarıklarla yanlarda delinerek solunum organına dönüşmüştür. Ağızdan alınan su, bu yarıklardan dışarıya verilir. Yutak, filogenetik olarak besin alımına hizmet eder. Birincil olarak besin parçacıklarını yakalayan ve mukusla sararak bağırsağa ileten bir süzgeçtir. Sırtiplilerin ilkel formlarında, ağızın iç tarafında anafor meydana getirilerek besinler alınır. İlk defa balıklarda, yutağın solunum işlevine katkısıyla, su, ağız içerisine alınır. Yutak, karaya çıkmış omurgalılarda akciğere dönüşür. Yutağın karın tarafındaki, endostyl (Hypobranchial Oluk) denen silli ve bezli bir oluk, daha sonra, omurgalılarda tiroyit bezini yapmıştır. Dolaşım sistemi kapalıdır (tulumlular hariç). Kalp, karın kısmında bulunur ve kanı yutağa pompalar. Boşaltım organları mevcutsa, hemen her zaman tipik nefridyumlar halindedir ve birincil olarak kordanın altında, yanlarda segmental dizilmiştir. Nefridyumlar, vücut boşluğuna açılan selonositler ya da metanefridyumlar halindedir. 

  5.  Vücut, iç tarafta, belirsiz de olsa segmentleşme gösterir; ya da tulumlularda olduğu gibi segmentleşme yoktur. 

  6.  Bazılarında belirgin olarak görülebilen bir baş bölgesi oluşabilir. En azından embriyo evresinde, gövdenin arkasında, gastrulanın ilkinağzının gerisinde oluşan ve her zaman sırtipi, kas ve nöralboru içeren bir kuyruk vardır ve bu kuyruğun içerisindeki kuyrukbağırsağı körelmiştir.

  7.  Vücut hareketi, birincil olarak, boyuna kaslarla gerçekleşir. Bu kaslar, bağ doku özelliğindeki miyoseptumlarla kordaya bağlanarak onun hareketini sağlar. Ayrıca, iç organların ve özellikle yutağın kendine özgü kasları vardır.

  8.  Segmentasyon, birincil olarak totai ve radyal olup, çoğu kez bilateral şekle dönüşmüştür. Vitellusca zengin yumurtalarda, segmentasyon, düzensiz ve ileri durumlarda diskoyidal olur.

  9.  Sırtiplilerin bu özellikleri çok defa ancak larval ya da embriyonal evrede görülür (kuşlarda ve memelilerde kordanın, amniyotlarda solungaçsepetinin yalnız larva evresinde görülmesi gibi).

  10.  'Sırtipliler, filogenetik açıdan yalıtılmış bir grup olarak görülmektedir. Ontogenezleri genel olarak Deuterostomia'nın gelişimine benzer (blastoporun anüs bölgesinde bulunması vd.). Kökenlerinin tam olarak açıklanması konusunda, birçoğu birbirinden tamamen farklı olan, çok fazla sayıda varsayım bulunmaktadır. Neredeyse her hayvan grubunun, sırtiplilerin ilkin atasıyla ortak olduğunu savunan görüşler de vardır; hatta Nemertini bile, bir zamanlar sırtiplilerin atası olarak kabul edilmiştir. Bu konudaki en yaygın görüşlerden birisi, sırtiplilerin, halkalısolucanlardan (Annelida'dan) türediklerini (segmentleşmeleri ve nefridyumları açısından) varsayar. Fakat bu görüşün doğrulanması için halkalısolucanların karın taraflarının sırtiplilerin sırt tarafı olacak şekilde değişmesi gerekmektedir. Ayrıca nefridyumlar eski bir sölomun kalıntısı olabilir. Ayrıca her iki grubun segmentleşmesi de embriyonik açıdan, tamamen birbirinden farklı şekilde oluşur. Diğer bir varsayımda ise sırtiplilerin, sesil Tentaculata'dan türedikleri ileri sürülmektedir. Bu varsayıma göre, önce sesli tulumlular oluşmuş, daha sonra ise, bunların serbest yüzen larvalan, başkalaşımlarını tamamladıktan sonra da larval özelliklerini koruyarak (Padogenez) Acrania ve omurgalıların atasını meydana getirmiştir. Sırtiplilerin, hemikordatlara yakın ve serbest yaşayan Archiosölomlulardan köken aldıklarını ileri süren varsayım ise, oldukça geçerli görülmektedir. Akso (proto-) ve hidro (mezo-) söl, Acrania'da hâlâ mevcuttur; sırtiplilerde vücut segmentleşmesi ise, somato (meta-) sölün parçalanmasına dayanır. 


Copelata ve Ascidia'da gelişim.

Tunikatlar 
Tunicata alt şubesinin üyeleridir. Omurgasız deniz hayvanlarıdır. Dorsal sinir kordonları ve notokordları ( omurgalılar dahil ) olan tüm hayvanları içeren bir filum olan Chordata'nın bir parçasıdır . Alt filum bir zamanlar Urochordata olarak adlandırılıyordu ve ürochordates terimi bazen bu hayvanlar için hala kullanılıyor. Bunlar, 'solungaç yarıklarının dizilişi'nin olası istisnası dışında, miyomer segmentasyonunu kaybetmiş olan tek kordalılardır. Ancak doliolidlerde hala kas bantlarında segmentasyon görülmektedir. 

Bazı tulumlular yalnız bireyler olarak yaşar, ancak diğerleri tomurcuklanarak çoğalır ve koloniler haline gelir. Suyla dolu, kese benzeri gövde yapısına ve içinden suyu alıp dışarı attıkları sifon adı verilen iki boru şeklinde açıklığa sahip canlılar olup deniz suyunu filtre ederek beslenirler. Yetişkin ascidian tunikatlar sabittir , hareketsizdir ve okyanus tabanındaki kayalara veya diğer sert yüzeylere kalıcı olarak bağlanır. Taliaceanlar (pirozomlar, doliolidler ve salpler) ve larvaseanlar ise yetişkin olarak denizin pelajik bölgesinde yüzerler.



KAYNAK

Ali Demirsoy. Yaşamın Temel Kuralları. Omurgalılar/Anamniyota Cilt -III/ Kısım -II

https://en.wikipedia.org/wiki/Tunicate



Yorumlar